aslankemal Admin
Mesaj Sayısı : 1417 Nerden : İSTANBUL Kayıt tarihi : 18/12/08
KİŞİSEL ALANIM MAKSAT MUHABBET: ...........Karbon madde temelli erkek kalıbı bedenindeki vücut ülkesinde ruhu ve nefsi; İnsan-ı Kamil (Adam Kadmon, Cheun-jen, Purusha) ile Hayvan-İnsan arasında iç savaş halinde bir insan. BUNLARI DİNLİYORUM: Klasik Gitar; Andres Segovia, David Russell, Miloš Karadaglić, Kaori Muraji, Xuefei Yang ......
| Konu: GARUDA C.tesi Mart 06, 2010 2:09 pm | |
| | |
|
aslankemal Admin
Mesaj Sayısı : 1417 Nerden : İSTANBUL Kayıt tarihi : 18/12/08
KİŞİSEL ALANIM MAKSAT MUHABBET: ...........Karbon madde temelli erkek kalıbı bedenindeki vücut ülkesinde ruhu ve nefsi; İnsan-ı Kamil (Adam Kadmon, Cheun-jen, Purusha) ile Hayvan-İnsan arasında iç savaş halinde bir insan. BUNLARI DİNLİYORUM: Klasik Gitar; Andres Segovia, David Russell, Miloš Karadaglić, Kaori Muraji, Xuefei Yang ......
| Konu: GARUDA MİTOLOJİSİ C.tesi Mart 06, 2010 2:11 pm | |
| Altay mitolojisinde, gövdesi, kol ve bacakları insan biçimli, kartal başlı, kartal gagalı ve kartal pençeli karakuş. Garuda, evren ağacının dalları arasında bir yuvada bulunan yumurtadan çıkar. Annesi Vinata, babası Kasyapa'dır. Er Töştük Destanı'nda Karakuş adıyla yer alır; avlanmaya gittiği sırada bir ejderha (Yelbegen) gelip yavrularını yer ve bunu alışkanlık durumuna getirir. Bu kez Er Töştük, ejderhayı öldürür ve yavrularını kurtarır. Bu iyiliğin altında kalmak istemeyen Karakuş, onu yeryüzüne indirmek üzere sırtına bindirir. Yolda yiyecek bitince Er Töştük kendi etinden parçalar kopararak Karakuş'a verir. Yere inince bu fedakarlığı gören Karakuş, onun yaralarının iyileşmesini sağlar. Hindu panteonunda hüküm süren üçlünün ikinci tanrısı Vişnu, denizleri kaplayan yılanın ya da Garuda'nın sırtına biner. Vişnu, mavi ve dört kollu olarak resmedilir, her biri elinde sopa, kabuk, küre ve nilüfer tutar. Garuda yarı akbaba, yarı insandır; kanatlarını, gagasını, pençelerini birinden, gövdesini ve ayaklarını ötekinden almıştır. Yüzü beyaz, kanatları parlak kırmızı, gövdesi altın sarısıdır. Hint tapınaklarında, bronzdan ya da taştan yapılmış Gara heykellerine tapılır. Bunlardan biri Gwalior'dadır, Hıristiyanlığın doğuşundan yüz küsur yıl önce, Vişnu'nun müridi olmuş, Heliodoros adında bir Yunanlı tarafından dikilmiştir. Garuda Parana'da -Hindu kültürünün birçok Purana'sından ya da efsanesinden biri- Garuda evrenin başlangıcını, Vişnu'nun solar özünü, Vişnu kültünün ayinlerini, güneşin ya da ayın soyundan gelen kralların soyağaçlarını, Ramayana'nın öyküsünü ve ayrıca şiir sanatı, gramer ve ilaç yapımı gibi daha önemsiz çeşitli konuları uzun uzadıya anlatır. Bir kralın yazdığı düşünülen Yılanların Şenliği adlı bir 17.yy tiyatro oyununda, Garuda her gün bir yılan (muhtemelen kobra) öldürüp yutar, ta ki Budist bir prens ona nefse hakim olmanın erdemini öğretinceye kadar. Oyunun son perdesinde, tövbekar Garuda yemiş olduğu nesillerce yılanın kemiklerine yeniden hayat verir. Eggeling, bu kitabın Budizm üzerine br Brahman taşlaması olabileceğini ileri sürüyor. Hangi tarihlerde yaşadığı bilinmeyen Nimbarka adında bir mistik, Garuda'nın bir ruh, tacı, küpeleri ve flütü gibi sonsuza dek esirgenmiş bir ruh olduğunu yazmış.
| |
|